Etiket arşivi: Türk Eğitim Derneği

Üniversite diplomasının alternatifi yok mu?

Ülkemizde yaşayan her genç, edindiği eğitimi, mesleki becerisi, işgücündeki yeri ve değerleri ile geleceğin Türkiye’sinin hazırlanmasında belirleyici bir rol üstlenmektedir. O halde, her gencin bir kariyer planlamasının bulunması ve eğitimini buna göre tamamlaması gerekmektedir. Şu anki mevcut durum değerlendirildiğinde, bir gencin kariyer planlamasının üniversiteye girişe endekslenmiş olduğu ama aslında bu durumun sistem içindeki herkes için yanıltıcı olduğu gözlenmektedir. 2008 yılında ÖSS’ye giren kişi sayısı 1 milyon 644 bindir. Bu sayının genel profilini ya daha önceki yıllarda üniversiteye girememiş ya çok da rağbet görmeyen bir bölüme kaydını yaptırmış ya da bir üniversiteyi bitirmiş ama iş gücüne katılamamış olanlar oluşturmuştur. Her yıl ancak 200 bin civarında öğrenci dört yıllık bir lisans programına yerleşebilmektedir. Büyük şehirlerdeki belli başlı köklü üniversiteler dışında, her ile bir üniversite kaygısıyla kurulan ama kontenjanları dolmayan pek çok üniversite, öğrencilerine entelektüel bağlamda bir gelişim sağlamanın ötesine geçememekte, bir meslek edinmelerine yardımcı olamamaktadır. Üniversiteyi bitirmiş olanların %40’ının işsizler ordusuna katıldığı düşünüldüğünde, bir üniversiteye girmiş olmanın herşey anlamına gelmediği görülmektedir. 2007 yılı nüfus sayımı sonuçlarına göre ülkemizde 15-24 yaş arasında yaklaşık 12 milyon genç bulunmaktadır. Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı 2008 yılı Türkiye’de Gençlik araştırmasına göre yaklaşık 5 milyon gencimiz ‘atıl’ durumdadır; yani, Türkiye’de ne öğrenim ne de çalışma hayatında yer almayan, iş aramaktan vazgeçmiş ve tüm ümidini yitirmiş bir genç nüfus bulunmaktadır. O halde, yalnızca üniversiteye giremeyenler için değil, ülkemizdeki tüm gençliği kapsayacak alternatif çözümler üretmek gereklidir.

Bilgi çağına girilmesi ile geleneksel eğitim modellerinin yerini yaşam boyu öğrenme, uzaktan eğitim ve e-öğrenme gibi alternatif öğrenme modelleri almaya başlamıştır. Bu eğitim modelleri diğer ülkelerde yaygın ve kapsamlı bir şekilde kullanılmaktadır. Ülkemizde de yaygın bir şekilde kullanılmaya başlanması Türk gençliğinin içinde bulunduğu dezavantajlı durumun avantaja dönüştürülmesi için önemli bir fırsat oluşturacaktır. Öncelikle, toplumun tüm kesimlerinde var olan üniversite diplomasının iyi bir işin garantisi olduğu yönündeki yanlış inanç yıkılmalıdır. Bunun için, üniversiteler dışında da saygın bir eğitimin alınabileceği, meslek edinilebileceği ve alternatif öğrenme modellerinin neler olduğu konusunda toplum genelinde bir farkındalık yaratılmalıdır.

Bugünkü mevcut duruma bakıldığında genel lise mezunları için üniversiteye giriş dışında başka seçenekler sunulmadığı görülmektedir. Bu yüzden üniversitede okuma şansını bulamayanlar için farklı seçenekler oluşturmaya öncelik verilmelidir. Bu seçeneklerle, liseyi bitirenlerin “akademik eğitime devam edecekler” ve “meslek eğitimine devam edecekler” olarak yönlendirilmesi için etkili bir rehberlik sistemi kurulmalı, lise sonrası meslek eğitiminde, mesleki yeterlikler kanunu çerçevesinde meslek sertifikasyonu için gerekli meslek kursları açılmalı ve e-öğrenme için gerekli yapılandırma sağlanmalıdır. Ülkemizde çoğu meslek öğretemeyen meslek liselerine yönelen öğrencilerin oranı ancak %33’tür. Öğreniminin bir üst basamağında meslek yüksek okulundan mezun bir gence çalıştığı kurum tarafından gerek hizmet öncesi eğitim, gerekse hizmet içi eğitim sağlanması çok önemlidir. Çünkü ülkemiz için alternatif eğitim nitelikli mesleki eğitimdir. Bunun için eğitim ihtiyaçları belirlenerek kişisel gelişim, girişimcilik ve meslek edinme konularında hazırlanan e-öğrenme projeleri kullanılabilir.

Hangi eğitim ortamı tercih edilirse edilsin, yaşam boyu öğrenme perspektifi içinde mesleki bilgi ve becerileri ilerletme, bilgisayar ve dil becerilerini edinme ön plana çıkmaktadır. Yaşam boyu öğrenmeyi mümkün kılması, kolay erişilebilir olması ve kaynakların verimli kullanılmasına olanak sağlaması açısından e-öğrenme, herkese öğrenim sağlayan çağdaş bir uygulama olarak karşımıza çıkmaktadır. E-öğrenme uygulaması ile kişiye, yere ve zamana bağlı olmadan esnek bir öğrenme ortamı oluşmaktadır. Okulda yapılan formal eğitimdeki yüz yüze etkileşimin eksikliği hissedilse bile, eğitime 7 gün 24 saat erişim olanaklı kılınmaktadır. Bu şekilde üniversiteye giremediği için kendini dezavantajlı gören bir genç bunu avantaja dönüştürmeyi başarmış olacaktır.

Ülkemizde gençliğe yönelik belli bir eğitim, işgücü ve istihdam politikasının mevcut olmayışı, olması için dönemsel ve bireysel çaba gösterilmesi durumunda ise kapsam ve etkililik açısından yetersiz kalması en büyük sorunu oluşturmaktadır. Mesleki eğitim, yaşam boyu öğrenme, uzaktan eğitim, akran eğitimi ve e-öğrenme gibi kavramların etkin bir şekilde hayata geçirilmesi ancak devlet düzeyinde ele alınması ile mümkün olabilir. E-devlet alanında yapılan çalışmaların eğitim alanına da kaydırılması sağlanabilir ve Milli Eğitim Bakanlığı, üniversiteler, sivil toplum kuruluşları, e-öğrenmeyi uygulamakta olan özel sektör kuruluşlarının bir araya gelmesiyle ‘e-öğrenme eylem planı’ oluşturulabilir. Böylelikle elinde bir yol haritası olmadığı için yönünü bulamayan, nereye gideceğini bilemeyen kaygılı ve mutsuz bireyler yetiştirmeye son verilebilir.

Eğitim sistemimize bakış

21. yüzyılda ülkelerin zenginlikleri artık, yeraltı kaynakları, tarihlerinin ne kadar uzun ve başarılı olduğu ya da işgücü ile değil, nüfuslarının ne kadar nitelikli eğitim aldıkları ile ölçülmektedir. Ülkeler arasındaki farklılık ve bir ülkenin diğerlerinin önüne geçebilmesi, ancak iyi yetişmiş beyinlerle ve dolayısıyla o ülkenin dünyadaki rekabet gücünün yüksek olmasıyla gerçekleşebilmektedir. Artık, savaşlar, silahlarla değil, eğitilmiş beyinlerle yapılmaktadır. Bilgi toplumuna geçilmesiyle birlikte, eğitim, daha önce hiç olmadığı kadar büyük önem taşır hale gelmiştir. Bilgi toplumunda eğitim, toplumsal açıdan bir gereklilik, bireysel açıdan ise bir zorunluluk olmuştur. İçinde bulunduğumuz çağa “sanayi ötesi çağ” ya da “bilgi çağı” adı verilmektedir. Bilginin yaratılması, dağıtılması ve paylaşılması kavramlarıyla birlikte “mavi yakalı” çalışanların yerini “bilgi işçileri” almıştır. Bilgi işçilerinin en önemli özellikleri, bilgi ve becerilerinin ülkeleri için verimlilik kaynağı olması, bir maliyet olmaktan çok yatırım olarak görülmeleri ve bilgilerinin onları potansiyel girişimci konumuna getirmesidir.

Günümüzde artık kaç kişinin okuma yazma bildiği ya da okula devam ettiği gibi bilgiler geçerliliğini yitirmiştir. Ülkemizde okullaşma oranlarının %90’lara çıkmış olması ve eğitime bakış açısının buna odaklanmış olması başarı olarak görülmektedir. Ancak, Türkiye’de eğitimin geri kalmışlığının hangi boyutlarda olduğunu ve bu sistemin artık çağın gereklerini karşılayamaz olduğunu ortaya koyarken belli verilerden yararlanmak, fotoğrafı netleştirmek açısından faydalı olacaktır. Ülkemizde çağ nüfusunun %10,23’ü zorunlu eğitim dışıdır; yani 1.142 çocuğumuz okula gitmemektedir. Toplam nüfusun %12,6’sı okuma yazma bilmemektedir. 6-17 yaş grubunda 78 bin çocuk ücretli, maaşlı ya da yevmiyeli olarak tarım sektöründe çalışmaktadır. 17.636 okulda birleştirilmiş sınıflarda 646.410 öğrenci öğrenim görmektedir; yani bir öğretmen 1. sınıftan 5. sınıfa kadar olan tüm öğrencilerle bir sınıfta tahtayı beşe bölerek ders yapmaktadır. 807 ilçede 667.537 öğrenci taşımalı eğitim görmektedir. 1.571 öğrenciye 1 rehberlik odası, 5.508 öğrenciye bir spor salonu, 1.609 öğrenciye bir kütüphane düşmektedir. Bu örnekler, eğitim sisteminin var olan haliyle nitelikli eğitim vermekten çok uzak olduğunu göstermektedir. Bu sistemde gençler çekingen, kaygılı ve hedeflerini belirleyememiş yaşama hazır olmayan bireyler olarak yetişmektedirler. Ülkemizde genç nüfus, toplam nüfusun %17,6’sını oluşturmaktadır. Bu genç nüfus, çoğu zaman, özellikle yaşlanan Avrupa kıtası ülkeleriyle kıyaslandığında, çok önemli bir fırsat olarak görülmektedir. Ancak, bu gençliğin nitelikli eğitime kavuşturulmazsa fırsat olmaktan çıkıp ciddi bir tehdit oluşturacağının çok geç olmadan görülmesi gerekmektedir. Çocuklarımızın kaç yılını okulda geçirdiği tartışması bir kenara bırakılmalı, onlara hangi nitelikte eğitim verilmesi gerektiği düşünülmelidir. 2023 yılında nüfusun yaklaşık %70’inin çalışma çağında olacağı düşünüldüğünde, önümüzde 15 yıllık bir demografik fırsat penceresi bulunmaktadır.

Eğitimin nitelik kazanmasının en önemli koşulunu, kaynakların verimli kullanılması oluşturmaktadır. Var olan imkanlarla yapılanlara bakınca, ülkemizin kaynak israfı öne çıkmaktadır. Türkiye’de GSMH’nın yılda ortalama %3,5’i eğitime ayrılmaktadır. Ancak, ne yazık ki, okullar yeterince kaliteli eğitim veremez hale geldiği için, eğitim okulların dışına taşmış, bunun sonucunda da dershaneler ortaya çıkmıştır. Dershaneler, bugünkü haliyle adeta sektör içinde sektör konumuna gelmişlerdir. 2008 yılı itibariyle dershane sayısı 4.000’den fazlayken, ki bu yalnızca kayıtlı olanların sayısıdır, ortaöğretim kurumu sayısı 3.690’dır. Bir ülkede eğitim sisteminin okullar aracılığıyla işlediğinden bahsederken, her yıl okul dışı dershane sektörü %30 artırılıyorsa, şu an içinde bulunduğu haliyle milli eğitim sistemimizin eğitemediğini açık seçik görmekteyiz. Var olan eğitim sistemimiz içinde tabii ki çocuklarımız öğrenmektedirler. Ancak, burada odak noktası, onların bilgi toplumunun gerekleriyle baş edebilmek için ne kadar “etkin” ve değişime uyum sağlayacak şekilde ne kadar “hızlı” ve ne kadar “nitelikli” eğitim aldıkları olmalıdır. Dünya bu kadar hızlı değişirken, eğitim bu değişmenin gerisinde kalmamalıdır. Buradaki formül çok basittir: Eğitimin hızı ve niteliği, bilgi toplumundaki değişim hızı ve gereklerine en azından eşit ya da daha büyük olmalıdır.

Güney Kore’yi ele alırsak, Türkiye’nin üçte biri yüzölçümüne sahip olmasına rağmen nüfus olarak eşdeğer büyüklüktedir. Bundan 50–60 yıl önce dünyanın en yoksul ülkelerinden biriyken bir ulusal eğitim programını yürürlüğe koymuştur. Bu program, bizdeki gibi hükümetlerden hükümetlere, YÖK başkanından YÖK başkanına değişmemiştir. Çünkü onlar bu hızla ilerleyen ve değişen dünyadaki tek gücün silah değil beyin olduğuna inanmışlardır. Tüm paydaşların katıldığı ortak bir iradeyle hareket etmişlerdir.

Atatürk 1922 yılında Bursa’da öğretmenlerle yaptığı konuşmasında “görülüyor ki bugün hepimizin en önemli görevimiz Milli eğitim işleridir. Başarının sağlanması için hepimizin tek vücut ve tek düşünce olarak esaslı bir program üzerinde çalışması gerekir” demiştir. 85 yıldır hâlâ tek vücut olup bir ortak irade oluşturamadığımız gerçeği düşünüldüğünde, geldiğimiz nokta hiç de iç açıcı değildir.

Eğitim konusunun artık rejim ve ekonomiyle ilgili sorunların gölgesinde kalmaktan çıkarılması gerekmektedir. İleride eğitimsizlik ve sonrasında işsizlikle boğuşan bir ülke konumundan çıkmak için şimdiden yeterli önlemlerin alınması gerekliliği toplumun tüm kesimlerine kazandırılmalıdır. Siyah ya da beyaz diye ayrıştırılmadan, eğitim ideolojik kazanımlar için bir araç olmaktan çıkarılmalıdır. Ülkemizin geleceğini düşündüğümüzde, ancak tüm paydaşların katılımıyla ulusal bir programın yürürlüğe konması için elimizdeki imkanları zorlarsak başarılı olabiliriz. Bunun gerçekleşebilmesi için hedefi iyi belirlenmiş stratejilere ve siyasi ranttan, popülist yaklaşımlardan arınmış ortak bir iradeye ihtiyaç vardır. Ancak o zaman, Büyük Önder Atatürk’ün ve atalarımızın bize emanet ettiği ülkeye layık olabiliriz.

Eğitime destek için davet!

Her gün haberlerde ya da çevrende duydukların aklını mı karıştırıyor? Yok ekonomi nereye gidiyor, yok türban tartışılıyor, yok Türkiye Avrupa Birliği kapısında bekliyor, bekletiliyor…

Okuduklarından, duyduklarından, gördüklerinden sıkıldıysan ve bunları değiştirmek istiyorsan yalnız değilsin! Türkiye’nin en çağdaş ve en köklü eğitim kurumu Türk Eğitim Derneği sana ve senin gibi düşünen herkese kapılarını açıyor!

Atatürk’ün gösterdiği hedef doğrultusunda, çoğu Cumhuriyet’in kurucuları arasında yer alan isimlerin bir araya gelmesiyle 31 Ocak 1928’de kurulan Türk Eğitim Derneği, bir ayrıcalığı yaşamana fırsat veriyor. Türk Eğitim Derneği ailesine katılarak elde edeceğin ayrıcalık, senin geleceğe daha güvenle bakmanı sağlıyor.

Kuruluşundan bu yana 46 bini aşkın öğrenciye verdiği “karşılıksız” burs ile, “olanaksızlıkları” bu ülkenin geleceğinden silme çabasında olan Türk Eğitim Derneği, 2003 yılından itibaren oluşturduğu Tam Eğitim Bursu ile öğrencilere yalnızca maddi destek sağlamakla kalmayıp, onların tüm sosyal gelişimlerini de uzman psikologlar tarafından izliyor.

Barınmadan servise, kıyafetten cep harçlığına kadar tüm bireysel ihtiyaçları karşılayan dernek, yan yana sıralarda, omuz omuza büyüyen çocukların arasından maddi sınırları kaldırıyor. Hem de kimselere hissettirmeden…

En önemlisi de aldığı kot pantolondan, izlediği futbol maçından, süründüğü parfümden ve saçının renginden daha başka şeyler anlatmak isteyen tüm gençlere, Türk Eğitim Derneği, uzmanlar aracılığıyla bu fırsatı veriyor ve onları dinliyor.
Kimbilir belki de her gün yanımızdan, bir fırsat arayışında olan onlarca insan geçiyor. Yolda yürürken karşımızdan gelen bir çocuk geleceğini nasıl kurabileceğini ya da bir kadın kızını nasıl okutacağını düşünüyor olabilir. Bunu asla bilemeyiz…

Ancak bir şeyden emin olabiliriz; bir gün bir yerlerde tesadüfen okuduğumuz bir yazı ile, birilerinin hayatını değiştirebiliriz. Etrafımızdaki herkese okuduklarımızdan bahsederek, fırsatları, onları özlemle bekleyenlere ulaştırabiliriz. Türkiye’yi aydınlık bir geleceğe sıkı sıkıya bağlayan bu güçlü zincire bir halka daha eklemek için!

www.turkegitimdernegi.org.tr

TED ANKARA KOLEJİ – “İlk meşalenin yakıldığı yer”

Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün direktifleriyle 1928 yılında kurulan Türk Eğitim Derneği’nin öncelikli amaçlarından biri Türk çocukları için yabancı dilde eğitim yapan okullar açmaktı. Hiç vakit kaybetmeden bu amaç için kolları sıvayan Dernek, 1930 yılında Ankara’da Gazi Mustafa Kemal Bulvarı üzerinde açtığı anaokulu ile eğitim faaliyetlerine başladı. Türk Eğitim Derneği’nin sembolü olan meşalenin ilk yakıldığı yer, TED Ankara Koleji’nin de temelini oluşturan bu anaokuludur. TED Ankara Koleji’nin misyonu gereği anaokulla sınırlı kalınmamış ve kapasite hızla artırılarak eğitim tüm kademelere yayılmış, daha büyük, daha kapsamlı binalara geçilmiştir.
Yenişehir Mektebi’nden TED Ankara Koleji’ne
1931 yılında ilkokul birinci sınıfa giden 35 talebeyle öğretime başlayan Ankara İlkokulu’nu, ortaokul ve Türk Maarif Cemiyeti Yenişehir Lisesi’nin açılışı izlemiştir.
2003: Eğitim Çınarı Yeni Yuvasına Taşındı
1937 yılından itibaren Ziya Gökalp Caddesi üzerinde bulunan binalarda öğretim yapan kurumumuz, 1970’li yıllardan beri tartışılan okulun büyük bir kampüse taşınması fikrini hayata geçirmek üzere 90’lı yılların sonunda harekete geçmiş ve 2000 yılında İncek Kampüsü’nün temeli atılmıştır. 2003 yılı TED Ankara Koleji tarihinde büyük bir değişimi beraberinde getirmiştir. Bu yılda Lise Kısmı, 2004-2005 öğretim yılında ise tüm okullar Ankara’nın İncek bölgesinde bulunan 309 dönümlük arazi üzerinde, toplam 142 dönümlük kapalı alana sahip yeni kampüsüne taşınmıştır. Ayrıca 2003 yılı, TED Ankara Koleji’nin 1935 yılında ara verdiği okul öncesi eğitime yeniden başlaması açısından da önem taşımaktadır.

TED SAMSUN KOLEJİ
Türk Eğitim Derneği’nin girişimiyle eğitim öğretim hayatına başlayan okullar içinde en çiçeği burnunda olanlardan biri, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında eğitim vermeye başlayan Samsun TED Koleji. Böylece, Mustafa Kemal’in, ülkemizin onurlu kurtuluş mücadelesini başlattığı ve bağımsızlık yolunda ilk meşaleyi yaktığı güzel kent Samsun’da, bu kez bir eğitim meşalesi yandı.
TED KARADENİZ EREĞLİ KOLEJİ
“Sıra Dışı Uygulamalarıyla Öne Çıkan Bir Okul”
TED Karadeniz Ereğli Koleji, Ereğli’nin eğitim yaşantısına 40 yıldır katkıda bulunan bir eğitim kurumu. Son 4 yıldır ise uyguladığı yeniden yapılanma projesi çerçevesinde Karadeniz Ereğli’nin eğitim yaşantısındaki etkisini; yetiştirdiği öğrencileriyle, örnek mekan ve uygulamalarıyla, gerçekleştirdiği sempozyum ve konferanslarla, geliştirdiği projelerle, düzenlediği kurslarla ve verdiği burslarla giderek arttırmaktadır. TED Karadeniz Ereğli Koleji yaklaşık 800 öğrencisine ilköğretim ve lise binasında hizmet veriyor.

TED ISPARTA KOLEJİ
“Güller Diyarında Yanan Meşale”
Gül kokulu güzel kent Isparta’da Türk Eğitim Derneği’nin aydınlık yarınları hedefleyen meşalesi 2001-2002 eğitim öğretim yılında yanmaya başladı. Otuz bir öğrenci ve beş öğretmenle yola çıkan TED Isparta Koleji, yıldan yıla büyüdü ve yüz altmış beş öğrencisi ve yirmi dört öğretmeniyle, Isparta’nın en yenilikçi eğitim kurumu durumuna geldi. İlk mezunlarını 2005-2006 eğitim öğretim yılında veren okul; beş bin metrekarelik alanında, çeşitli birimleriyle eğitimde kalitenin sürdürülmesine hizmet ediyor.

TED BURSA KOLEJİ
“Yarının Liderlerini Yetiştiren Okul”
Türkiye’nin dört bir tarafında yanan Türk Eğitim Derneği meşalesi Bursa’da, 2001 yılında, üç yıl önce kaybettiğimiz ve “Bütün kolej bir ordu, bir yürek; bunu anlamak için TED Kolejli olmak gerek..” diyen eğitim gönüllüsü Dilek Özcan’ın öncülüğünde yanmaya başladı. Kurum 1931 yılında “Bursa Kız Lisesi” olarak eğitim hayatına başlamıştı. O dönemde de İngilizce eğitim veren Bursa Koleji, yabancı dilde müsamereleri, ülke dansları, tiyatroları ve sportif çalışmaları ile farklı alanlarda donanımlı gençler yetiştiriyordu.

Hedeflere ulaşabilmek için sadece akademik donanımlı öğrenciler yetiştirmenin yeterli olmayacağının bilincinde olan TED Bursa Koleji İlköğretim Okulu, uluslararası eğitim programlarına büyük önem veriyor. Okulda “yaşam için eğitim” felsefesi ile IBO, PYP ve MYP (Orta yıllar programı) uygulanıyor.

TED AYDIN KOLEJİ
“Sürekli Öğrenenlerin Okulu”
TED Aydın Koleji, hızlı bir hazırlık döneminden sonra 11 Eylül 2000 tarihinde eğitim öğretime başladı. Öğretim uygulamalarında, bulunduğu çevrede ‘model okul’ olarak görülen Kolej, aynı zamanda eğitim-öğretim alanındaki yeni uygulama ve kavramlarla ilgili olarak kendisine danışılan bir okul olma özelliği taşıyor. İlgili, içten ve ilkeli eğitim anlayışıyla bireysel ve toplumsal sorumluluklarının farkında, ulusal ve evrensel kimlik taşıyan bireyler yetiştirmeyi hedefliyor. Konferans, tiyatro, konser, dinleti gibi etkinliklere ev sahipliği yapan okul, bölgenin sanat ve kültür merkezi konumunda.

Sanat Eğitiminde Altı Çizilmesi Gereken Bir Anlayış
TED Aydın Koleji, sanat eğitimine yönelik çeşitli birimleriyle öğrencilerin hayal gücünü üretici etkinliklere dönüştürmeye çalışıyor. Eğitimler, her bireyin birbirinden farklı şekillerde öğrendiği, farklı ilgi ve yetenek alanları olduğu göz önünde bulundurularak gerekli donanımların sağlandığı atölyelerde veriliyor. Örneğin seramik atölyesinde öğrencilere bir yandan bu sanatın tarihi anlatılırken, diğer yandan farklı bir ifade aracıyla öğrencilerin yaratıcılıklarının ve teknik becerilerinin geliştirilmesi amaçlanıyor.

TED ANTALYA KOLEJİ
Akdeniz’in incisi Antalya’nın ilk kampüs okulu olma özelliğini taşıyan TED Antalya Koleji, eğitim öğretime 2005 yılında başladı. İlköğretim bölümüne, 2007-2008 eğitim-öğretim yılında lise de eklendi. 25.000 m2’ lik alan üzerine kurulu geniş kampüs, bünyesinde çok yönlü bireyler yetişmesine yönelik zengin olanaklar barındırıyor.
Bilgisayar, fen bilgisi, sosyal bilimler, fizik, kimya, biyoloji laboratuarları, akıllı anfi, müzik ve resim atölyeleriyle donanmış ilköğretim ve lise bölümlerinin yanısıra anasınıfı da bulunan TED Antalya Koleji’nde toplam bin üç yüz otuz dört öğrenci öğrenim görüyor. Okulun, iki bine yakın kaynağa sahip kütüphanesi, aynı zamanda internet erişimli yirmi bir bilgisayarı da kullanıma sunuyor. Her türlü ışık ve ses sistemiyle donatılmış Kültür Salonu ise, kültür sanat etkinliklerinin sergilenmesinde önemli bir işlevi yerine getiriyor.

TED AFYON KOLEJİ
“Bir Meşale de Afyon’da Yanıyor”
Kurtuluş Savaşımızın simgesi olmuş kentlerimizden biri Afyon. Türk Eğitim Derneği bu güzel kentte eğitim meşalesini 1987 yılında yaktı. 1987 yılında kurulan Afyon Eğitim Vakfı, maddi imkanlardan yoksun öğrencilerin eğitim, öğretim, sosyal ve sağlık ihtiyaçlarını karşılamak, bilim ve sanat alanlarında çalışma ve araştırma yapanlara parasal yardımlarda bulunmak, yeni kaynaklar sağlayarak okul, spor ve sağlık tesisleri kurmak, böylece Türk gençliğinin geleceğine katkıda bulunmak amacıyla kuruldu. Kurulduğu günden bu yana yaptığı çalışmalarla güven dolu yarınlara katkıda bulunmaya devam ediyor.
TED Afyon Koleji’nde sayılan amaçlarla oluşturulmuş on üç kulüp bulunuyor: Satranç Kulübü, Spor Kulübü, Temizlik-Sağlık Kulübü, Toplum-Görgü Kuralları Kulübü, Yayın Kulübü, Bilgisayar Kulübü, Fen ve Teknoloji Kulübü, Gezi Gözlem Kulübü, İngilizce Kulübü, Kızılay Kulübü, Müzik Kulübü, Okuma Kulübü, Sivil Savunma Kulübü.
TED MALATYA KOLEJİ
TED Malatya Koleji, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı; çağdaş, demokratik, laik; uluslararası ve kültürler arası hoşgörüyü temel alan; geçmişinden ders çıkartarak geleceğe yön veren; Türkiye’yi yönetebilecek nesiller yetiştirebilmek misyonuyla 2001-2002 eğitim-öğretim yılında faaliyete geçti. Bulunduğu her ortamda gösterdiği örnek tutum ve davranışlarıyla TED’li olduğunu fark ettiren bireyler yetiştirmeyi amaç olarak benimsedi. TED Malatya Koleji de, diğer TED okulları gibi, hayatın dakikalarla ifade edilen sınavlardan ibaret olmadığı, asıl başarının edinilen kazanımlar olduğu anlayışını derinden özümsüyor.
TED Malatya Koleji bünyesinde bulunan Model Uçak Yapım Atölyesi, el becerisi gerektiren, dolayısıyla erken yaşta başlanmasının önem taşıdığı maket yapımıyla öğrencilerin tanışmasını sağlıyor.
Okulda, zihinsel gelişimin ve stratejik düşünme becerisi edinmenin önemli destekçilerinden satranç sporuyla ilgilenmek ve zamanı Satranç Odasında değerlendirmek mümkün.

TED KONYA EREĞLİ KOLEJİ
“Ereğli’nin Tek Beyaz Bayraklı Okulu”
2000 yılında öğretim hayatına başlayan TED Ereğli Koleji yılları, gelişerek, ilerleyerek geride bıraktı. Milli Eğitim Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı tarafından ortaklaşa düzenlenen “Beyaz Bayrak” projesi çerçevesinde yapılan denetimler sonucunda, Ereğli’nin en sağlıklı, en temiz ve en hijyenik okulu seçilerek Beyaz Bayrak almaya hak kazandı. Böylece, Ereğli’nin Beyaz Bayraklı tek okulu olmanın onuruna kavuştu.
Burslarla, Umut Dolu Yarınlar
TED Ereğli Koleji kendisini, Ulu Önder Atatürk’ün Türk Eğitim Derneği’ne yüklediği zeki, başarılı, aynı zamanda ekonomik olarak sıkıntılı çocukları okutma misyonunun İç Anadolu’daki temsilcisi olarak görüyor. Başarılı ancak maddi olanaksızlıklar nedeniyle geleceğe umutla bakmaktan yoksun çocuklarımızı okutmayı görev biliyor. Bugün, okulun verdiği burslarla kırk dokuz çocuğumuz daha, yarınları için aydınlık düşler kurabiliyor.
TED KARABÜK KOLEJİ
Türk Eğitim Derneği okullarının üçüncüsü olan TED Karabük Koleji’nin kuruluş amaçlarından biri, Karabük’e çağdaş, kaliteli eğitim veren ve öğrencilerine en az bir yabancı dili çok iyi kullanmayı sağlayan bir eğitim kurumu kazandırmaktı. İlk önce orta kısmıyla faaliyete geçen okulun bünyesinde bugün anaokulu, ilköğretim ve lise kısımları bulunuyor. TED Karabük Koleji lise kısmı binaları 1963-64 öğretim yılında, Karabük Demir Çelik İşletmeleri’nden temin edilen kiralık arsa üzerine yaptırılarak hizmete açıldı.
Avrupa Ülkeleriyle Etkileşim İçinde Bir Eğitim
TED Karabük Koleji, Avrupa Birliği Eğitim Programlarından (Arion) yararlanarak okul yöneticilerinin diğer Avrupa ülkelerinin eğitim sistemlerini daha yakından tanımalarına, Avrupa ülkelerinin eğitim sistemlerindeki yenilikleri yakından takip etmelerine, elde edilen bilgi ve tecrübelerin yaygınlaştırılmasına olanak tanıyor. Yine Avrupa Birliği Eğitim Programı Grundtvig çerçevesinde mesleki bilgilerini arttırmak amacıyla öğretmenlerin yurtdışında hizmet içi kurslara, konferanslara, seminerlere ve gözlem gibi çeşitli eğitim faaliyetlerine katılmalarını teşvik ediyor. Avrupa Birliği Değişim Programı Comenius’ta yer alan Karabük Koleji, kültürel diyalogun geliştirilmesini destekliyor.
OKULLAR’DAN KISA KISA
TED KARADENİZ EREĞLİ KOLEJİ’NİN ÇALIŞAN YILDIZLARI İŞ BAŞINDA
TED Karadeniz Ereğli Koleji’nde, içinde yaşanan kentle bütünleşmek, öğrencilere toplumsal duyarlılık ve sosyal sorumluluk bilinci, alışkanlığı ve becerisi kazandırmak amacıyla yürütülen Sosyal Sorumluluk Projelerine maddi katkı sağlayacak yeni bir proje hayata geçirildi. Çalışma kapsamında TED Karadeniz Koleji lise öğrencileri, projeye katılan giyim, yiyecek, takı, teknoloji, ayakkabı satışı yapan işyerlerinde yarım gün olmak üzere çalışıyorlar. Öğrencilerin çalışmalarının karşılığı olarak elde ettiği bağışlar, “Yaşlılarla Yaşamı Paylaşım”, “Onarılan Okullar” ve “Öğretirken Öğreniyorum” projelerinin harcamaları için kullanılıyor.
Öğrenciler bu yolla iş yaşamını öğrenmenin yanı sıra toplumsal duyarlılık ve sosyal sorumluluğa ilişkin temel becerilerini geliştiriyor. TED’in çalışan yıldızları, iş yaşamındaki çalışanları daha iyi anlıyor ve ilk iş deneyimlerini yaşıyor.
100. GÜNÜNDE TED ALANYA KOLEJİ
TED Alanya Koleji, eğitim hayatına başlayışının 100. gününde sıra dışı bir etkinlik gerçekleştirdi. Okul, 100. gününde öğrencilerle velileri aynı derste bir araya getirdi. Derslere katılan veliler, bir günlüğüne okul günlerine döndüler. Etkinlik, okuldaki eğitim ve öğretim uygulamalarından bazı örnekleri velilere göstermek, veli ve öğrenciyle birlikte ortak çalışmalar yapmak, velileri bir günlüğüne de olsa tekrar sıralara döndürerek çocuklarının her gün yaşadığı deneyimleri onlara yaşatmak amacıyla düzenlendi.
TED AYDIN KOLEJİ AVRUPA BİRLİĞİ COMENIUS ORTAKLARINI AĞIRLADI
TED Aydın Koleji, Avrupa Birliği tarafından düzenlenen Comenius Projesi kapsamında on dört ziyaretçi ağırladı. İsveç, İngiltere ve İtalya’dan gelen öğretmenler ve okul müdürleri 14-17 Şubat tarihleri arasında konuk edildi. TED Aydın Koleji Müdürü Ahmet Şaba tarafından okul hakkında bilgilendirilen eğitimciler, öğretmen ve öğrencilerle bol bol sohbet etti.
Okulda derslere konuk olan eğitimciler, kendi ülkelerindeki eğitim sistemi, ders işleme teknikleri ve müfredatlar konusunda bilgi vererek TED Aydın Koleji öğretmenleriyle görüş alışverişinde bulundular. Kolejle ilgili beğenilerini dile getiren yabancı eğitimciler, Türkiye ile kendi ülkeleri arasında ortak konu olan çocukların eğitimi adına yapılan çalışmaları paylaştılar.
Konuklar ayrıca, TED Aydın Koleji’nin kardeş köy okulu olan İncirliova Osmanbükü İlköğretim Okulu ile Nahit Menteşe İlköğretim Okulu’nu ziyaret etti. Öğrencilerle ve öğretmenlerle sohbet edip bilgi paylaşımında bulunan konuklara Aydın’ın yöresel yemekleri ikram edildi.
Aydın Valisi Mustafa Malay ve Aydın İl Milli Eğitim Müdürü Murat Taner’i de ziyaret eden eğitimcilere, Sayın Malay tarafından Aydın ilini tanıtan özel armağanlar sunuldu.
MEHMETÇİK VAKFI’NDAN TED MERSİN KOLEJİ ÖĞRENCİLERİNE ŞİLT
Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı tarafından, TED Mersin Koleji öğrencilerine şilt verildi. 22 Şubat’ta gerçekleşen şilt tesliminden sonra yetkililer öğrencilerin alkışlarıyla uğurlandı. Öğrencilere şiltler, amacı vatanın bütünlüğü, milletin huzur ve refahı için Türk Silahlı Kuvvetleri’nde görev yaparken şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybeden Mehmetçiklere sosyal ve ekonomik yardımda bulunmak, çocuklarını üniversite seviyesi dâhil okutmak olan Vakıf’a sağladıkları katkılar nedeniyle verildi.

TED Ankara Koleji Özel Lisesi Geleceğin Bilim İnsanlarını Yetiştiriyor

“Bilim İnsanı Yetiştirme Programı” adı altında yeni bir akademik program daha hayata geçirildi. Eğitim ve öğretimde sürekli yeniliği ve çeşitliliği ön planda tutma anlayışıyla harekete eden TED Ankara Koleji Özel Lisesi’nde, 2007-2008 öğretim yılı itibariyle geleceğin bilim insanları yetiştirilmeye başlandı.

Program, fen ve sosyal bilimler alanlarına ilgisi ve yeteneği olan öğrencileri yüksek öğrenime hazırlamayı amaçlıyor. Araştırmacı ruha sahip, üretken, bilimsel düşünceyi özümsemiş ve bu özellikleri bir yaşam biçimi haline getirmiş öğrenciler yetiştirmeyi hedefleyen “Bilim İnsanı Yetiştirme Programı”, Talim Terbiye Kurulu’nun onayıyla Türkiye’de ilk kez TED Ankara Koleji’nde uygulanmaya başlandı. Fen bilimleri ve sosyal bilimler olmak üzere iki bölümden oluşan ve dört yıl sürecek olan “Bilim İnsanı Yetiştirme Programı”nda Fizik, Kimya, Biyoloji ve Matematik dersleri İngilizce okutuluyor.

Hürriyet Özel
TED Ankara Koleji Özel Lisesi

“Bilim İnsanı Yetiştirme Programı”nda öğrenciler, özel oturma düzeniyle ve gelişmiş teknolojik donanımıyla farklı bir sınıf ortamında öğrenim görüyor. Her sınıfta bulunan ve tümüyle öğrencilerin kullanımına sunulan dört adet bilgisayar, öğrencilerin gerek ders konuları gerekse ilgi duydukları alanlarda sürekli araştırma yapmalarına olanak sağlıyor.

Okul-Üniversite işbirliğine dayalı örnek bir akademik program
Program kapsamında, okul-üniversite işbirliği hayata geçirilerek, öğrencilerin haftanın belli günlerinde üniversitelerin araştırma laboratuvarlarını kullanmaları sağlanıyor. Bilim insanı olmaya aday öğrenciler, okulda faaliyet gösteren “İnovasyon Kulübü”nün de doğal üyesi sıfatını taşıyor. Ülkemizin ihtiyacı olan bilim insanı potansiyeline önemli katkılar sağlayacak olan bu benzersiz eğitim programında, halen 48 öğrenci burslu olarak öğrenim görüyor.

(Resim Altı:) TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Nükhet Yetiş, 10 Aralık 2007 tarihinde “Bilim İnsanı Yetiştirme Programı”na ilişkin TED Ankara Koleji’ne bir ziyaret gerçekleştirdi. Öğrencilere TÜBİTAK’ın çalışmaları ile ilgili bilgi aktaran Prof. Dr. Yetiş, daha sonra laboratuvarları ve sınıfları gezdi.

Pehlivanoğlu: Çocuklarımız Türkiye’nin geleceğinin sigortasıdır

Türk Eğitim Derneği, Atatürk’ün gösterdiği hedef doğrultusunda, çoğu Cumhuriyetin kurucuları arasında yer alan isimlerin bir araya gelmesiyle, 31 Ocak 1928’de kuruldu. 80 yıl içinde, ekonomik yetersizlikler nedeniyle öğrenim olanağı bulamayan 46 binden fazla öğrenciye kendi öz kaynaklarıyla karşılıksız burs veren Türk Eğitim Derneği, Türk çocuklarının bilimsel, kültürel ve sportif başarılarına yönelik projeler kapsamında 22 okul, 1 temsilcilik ve 1 öğrenci yurdunu da faaliyete geçirdi.

Türk Eğitim Derneği, kuruluşundan bu yana, başarılı fakat maddi olanakları yetersiz öğrencileri desteklemeyi öncelikli toplumsal sorumlulukları arasında gördü. Zamanla kapsamı giderek genişleyen bu destek, temelde öğrencilere eğitim hayatları boyunca verilen karşılıksız burs niteliğini taşıyor. Ancak, Türk Eğitim Derneği için, verilen desteğin bir gencin hayatını “nasıl” etkileyeceği ve değiştireceği de çok önemlidir.
Türk Eğitim Derneği bursları, öğrenciye yalnızca eğitimi boyunca akademik gelişimine ilişkin yeterli ve sürekli maddi desteği değil, sosyal, kültürel ve psikolojik anlamda kapsamlı manevi desteği de içeriyor. Türk Eğitim Derneği’nin Tam Eğitim Bursu’nun diğer burslardan önemli farklılıklarından bazıları:
• Burs alabilmek ve/veya alınan bursun devam edebilmesi için maddi olanakların yetersiz olmasının yanı sıra başarılı olunması önemli bir koşul.
• Burs ile cep harçlığı dahil öğrencinin tüm eğitim masrafları karşılanıyor.
• Öğrenci, başarılı olduğu sürece üniversite eğitiminin sonuna kadar sürekli burs alabiliyor, Türk Eğitim Derneği bunu garantiliyor.
• Rehberlik ve psikolog desteği ile öğrencinin gelişimi sürekli izleniyor.
• Öğrencinin aile ortamından yeni okuluna sorunsuz geçişi ve sosyal adaptasyonu takip ediliyor.
• Sadece akademik değil kültürel ve sosyal gelişimi için destek veriliyor.
• Gerekli durumlarda özel ders desteği (dershane, yabancı dil vb.) sağlanıyor.
• www.turkegitimdernegi.org.tr sitesinden özel şifre kullanılarak öğrencinin performans takibi yapılabiliyor.

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu “Hâlâ toplam nüfusumuzun yüzde 12,6’sı okuma yazma bilmiyorsa, 17 bin 636 okulda 646 bin çocuğumuz 1., 2., 3. ve 4. sınıflarla birleştirilmiş bir biçimde eğitim alıyorsa, AB standartlarında okul öncesi eğitim yüzde 75 iken bizde 3-5 yaşta yüzde 8,10 civarındaysa, maalesef riskin farkında değiliz. Kendi çocuklarımızın yanında diğer çocukların da karınlarının tok olması ve eğitim olanaklarından eşit bir biçimde yararlanmaları gerekir. Eğer bu konuda üzerimize düşen görevleri yerine getirirsek, Türkiye gerçekten güçlü bir ülke haline gelecektir. Bu ülkenin geleceği için hepimiz emek sarf etmek zorundayız.” açıklamasını yaptı.
Çevrenizde bir Sosyal Sorumluluk Projesi olarak eğitime katkıda bulunmak isteyen kurumlara da, Kurumsal İşbirliği çerçevesinde Türk Eğitim Derneği ile temasa geçmeleri yönünde bilgi vermeniz çok yararlı olacaktır.
www.turkegitimdernegi.org.tr

Pehlivanoğlu: Nüfusumuzun % 12,6’sı okuma yazma bilmiyor!

Türk Eğitim Derneği, kuruluşundan bu yana, başarılı fakat maddi olanakları yetersiz öğrencileri desteklemeyi öncelikli toplumsal sorumlulukları arasında gördü. Türk Eğitim Derneği bursları, öğrenciye yalnızca eğitimi boyunca akademik gelişimine ilişkin yeterli ve sürekli maddi desteği değil, sosyal, kültürel ve psikolojik anlamda kapsamlı manevi desteği de içeriyor.
• Burs alabilmek ve/veya alınan bursun devam edebilmesi için maddi olanakların yetersiz olmasının yanı sıra başarılı olunması önemli bir koşul.
• Burs ile cep harçlığı dahil öğrencinin tüm eğitim masrafları karşılanıyor.
• Öğrenci, başarılı olduğu sürece üniversite eğitiminin sonuna kadar sürekli burs alabiliyor, Türk Eğitim Derneği bunu garantiliyor.
• Rehberlik ve psikolog desteği ile öğrencinin gelişimi sürekli izleniyor.
• Öğrencinin aile ortamından yeni okuluna sorunsuz geçişi ve sosyal adaptasyonu takip ediliyor.
• Sadece akademik değil kültürel ve sosyal gelişimi için destek veriliyor.
• Gerekli durumlarda özel ders desteği (dershane, yabancı dil vb.) sağlanıyor.
• www.turkegitimdernegi.org.tr sitesinden özel şifre kullanılarak öğrencinin performans takibi yapılabiliyor.

Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu “Hâlâ toplam nüfusumuzun yüzde 12,6’sı okuma yazma bilmiyorsa, 17 bin 636 okulda 646 bin çocuğumuz 1., 2., 3. ve 4. sınıflarla birleştirilmiş bir biçimde eğitim alıyorsa, AB standartlarında okul öncesi eğitim yüzde 75 iken bizde 3-5 yaşta yüzde 8,10 civarındaysa, maalesef riskin farkında değiliz.” açıklamasını yaptı.
Çevrenizde bir Sosyal Sorumluluk Projesi olarak eğitime katkıda bulunmak isteyen kurumlara da, Kurumsal İşbirliği çerçevesinde Türk Eğitim Derneği ile temasa geçmeleri yönünde bilgi vermeniz çok yararlı olacaktır.

TÜRK EĞİTİM DERNEĞİ

Türk Eğitim Derneği, Atatürk’ün gösterdiği hedef doğrultusunda, çoğu Cumhuriyet’in kurucuları arasında yer alan isimlerin bir araya gelmesiyle, 31 Ocak 1928’de kuruldu. Derneğin öncelikli amacı, Türkçe ve yabancı dilde eğitim veren okullar kurmak, öğrenci yurtları açmak ve maddi imkânları yetersiz başarılı çocuklara burslar vererek eğitimlerini sürdürmelerini sağlamaktı. Ancak Dernek zaman içinde, Türk eğitim standartlarını çağdaş seviyeye taşıyacak bilimsel platformlar oluşturmayı, araştırma projeleri ile eğitim sisteminin sorunları ve çözümleri konusunda toplumu bilinçlendirmeyi ve Türk eğitim politikasının oluşturulmasında söz sahibi olmayı da misyonları arasına kattı.

Öncelikle eğitim alanında sivil inisiyatifin etkinleştirilmesini hedefleyen Dernek, eğitime doğrudan veya dolaylı katkı sağlayan kişi ve kuruluşlarla deneyim ve düşünce paylaşımına gitmeyi, eğitimdeki önder kuruluş konumunu güçlendirmeyi, eğitim alanında edindiği tecrübeleri ülke çapında eğitimin tüm boyutlarına taşımayı ve çalışmalarını uluslararası düzeyde de sürdürmeyi esas alıyor.

Tam Eğitim Bursu
Türk Eğitim Derneği, hazırladığı Tam Eğitim Bursu ile burs verdiği öğrencilere sadece maddi destek sağlamakla kalmayıp, öğrencilerin tüm sosyal gelişimlerini uzman psikologlar tarafından izlemektedir. Öğrencilerin eğitim hayatı boyunca takibi yapılmakta ve barınmasından servisine, kıyafetinden cep harçlığına kadar tüm ihtiyaçları karşılanmaktadır. Bu uygulamalar, Türk Eğitim Derneği burs uygulamalarını mevcut burs uygulamalarından ayıran en önemli özelliklerdir. Tam Eğitim Bursu’nu almaya hak kazanan öğrenciler, Türk Eğitim Derneği tarafından açılmış olan 21 okulda eğitim almaktadır.

Farklı bir destek…
Türk Eğitim Derneği bursları, öğrenciye yalnızca eğitimi boyunca akademik gelişimine ilişkin yeterli ve sürekli maddi desteği değil, sosyal, kültürel ve psikolojik anlamda kapsamlı manevi desteği de içeriyor.

Türk Eğitim Derneği’nin Tam Eğitim Bursu’nun diğer burslardan bazı farkları:
• Burs alabilmek ve/veya alınan bursun devam edebilmesi için maddi olanakların yetersiz olmasının yanı sıra başarılı olunması önemli bir koşul.
• Burs ile cep harçlığı dahil öğrencinin tüm eğitim masrafları karşılanıyor.
• Öğrenci, başarılı olduğu sürece üniversite eğitiminin sonuna kadar sürekli burs alabiliyor, Türk Eğitim Derneği bunu garantiliyor.
• Rehberlik hizmeti ve psikolog desteği ile öğrencinin gelişimi sürekli izleniyor.
• Öğrencinin aile ortamından yeni okuluna sorunsuz geçişi ve sosyal adaptasyonu takip ediliyor.
• Sadece akademik değil kültürel ve sosyal gelişimi için destek veriliyor.
• Gerekli durumlarda özel ders desteği sağlanıyor.
• www.turkegitimdernegi.org.tr sitesinden özel şifre kullanılarak öğrencinin performans takibi yapılabiliyor.

Başarı Öyküleri
Genç Bir Şair…
Türker Tola, 20 yaşında, kendisi genç ancak dizeleri olgun bir şair adayı. 2003 yılında Türk Eğitim Derneği’nin hayata geçirdiği Tam Eğitim Bursu Projesi kapsamında yapılan değerlendirmenin ardından TED Polatlı Koleji’nde okumaya hak kazanan ve lise eğitimini bu okulda yatılı-burslu öğrenci olarak tamamlayan Türker Tola, 2006 yılında girdiği Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı bölümünde lisans eğitimine devam ediyor. “Ayırdım Yollarımı Kendimle” isimli ilk kitabıyla uzun bir süreden beri yazdığı şiirleri bir araya toplayarak edebiyat dünyasına girmenin heyecanını yaşayan Türker Tola, Türk Eğitim Derneği’nin desteği ile basılan şiir kitabından elde ettiği geliri, burslar öğrenciler fonuna aktaracak.

Avrupa Üçüncüsü Bir Sporcu…
Türk Eğitim Derneği ile, TED Ankara Kolejliler Spor Kulübü’nün karate antrenörü olan Murat Çiriş sayesinde tanışan Ece Yaşar, TED Polatlı Koleji öğrencisi. Ece, 2006–2007 öğretim yılında Ankara’da düzenlenen Okullar Arası Karate Şampiyonası’nda Genç Kızlar kategorisinde birinci, Adapazarı’nda düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda ikinci oldu. 2007–2008 öğretim yılında ise hem Ankara’da düzenlenen Şampiyona’da, hem de Aydın’da düzenlenen Türkiye Şampiyonası’nda birinci oldu. İtalya’nın Trieste kentinde 15–17 Şubat 2008 tarihleri arasında düzenlenen Avrupa Şampiyonası’nda 57 üstü kiloda yarışan Ece Yaşar, ilk kez böyle bir organizasyona katılmasına rağmen kendisinden beklenenin üstünde bir performans göstererek bronz madalya almaya hak kazandı.

Eğitim İçin El Ele…
Ülkemizin geleceği olan gençlerimize en faydalı yatırım aracı hiç kuşkusuz eğitimdir. Cumhuriyet ilke ve prensiplerine sahip çıkan, laik, demokrat, ülkemizin her alanda gelişmesine katkıda bulunacak, yararlı, yaratıcı ve mutlu bireylerin yetişmesinde bizlerin de payı olması, gerek sosyal gerekse vicdani açıdan son derece gurur vericidir.

Nasıl bir yarın istediğimize bugünden karar vermemiz gerekiyor. Eğer yarın, çağdaş, aydınlık, özgürlükçü, katılımcı, paylaşımcı bir toplumda yaşamayı düşlüyorsak, bunu gerçekleştirmek için harekete geçilecek gün bugündür. El ele, tek yürek olabilirsek, elimizde tek bir meşaleyle, Eğitim Meşalesiyle yürüyebilirsek, geleceğimizi seçebilir, onu istediğimiz gibi şekillendirebiliriz.

Türkiye’de Eğitim Hakkı

Türkiye’de eğitim sektörünün, üretim ve hizmet sektörlerinde son 20-25 yıl içinde gerçekleşen küresel piyasalarla bütünleşme ve rekabet etme yönündeki değişim ve dönüşümlerinin gerisinde kaldığı gözlemlenmektedir. Şu anda var olan eğitim-öğretim uygulamalarının ekonomi ve toplumsal yaşamın gerekleriyle ilişkilendirilmesi yönünde ciddi sorunlarla karşı karşıya kalınmaktadır. Yaşam boyu öğrenme perspektifi içinde eğitim hakkı; bireyin eğitime erişiminin sağlanması, bireyin ve toplumun eğitim gereksinimlerini karşılayacak eğitim program ve kurumlarının mevcut olması, bireyin kurum ve programlara kabul edilmesi ve sunulan eğitimin ihtiyaçlara yanıt verebilecek esnekliğe sahip olması ile ilgilidir. Devletin, toplumsal katılımı da sağlayarak eğitim hakkının önündeki engelleri, güçlükleri ve dezavantajları ortadan kaldırmaya yönelik politikalar üretmesi ve uygulaması beklenmektedir. Bu anlayış geleneksel olarak “okula devam edebilme hakkı” ile eş anlamlı olarak kullanılan “eğitim hakkı” kavramından daha fazlasını ifade etmektedir.

Türkiye’de ilköğretimde erişim ve eşitlik daha çok okullaşma oranlarına ilişkin sayısal verilere dayalı olarak, cinsiyete ve bölgesel farklılara göre açıklanmaktadır. Cinsiyete ve bölgelere göre farklılıklar önemli olmakla birlikte, erişim ve eşitlikte gerçek durumu yansıtmaktan oldukça uzak görünmektedir. Erişimin yalnızca okula kayıt ve devam olarak algılanması, sorunun tanımlanmasında yetersiz kalmaktadır. Erişim ve eşitlik, okula kayıt ve devamın ötesinde, öğrencilerin aldığı eğitimin niteliği ile ilişkilendirilerek değerlendirilmelidir. Erişim, yalnızca okula kayıt ve devam anlamında değil, okulda altyapı, insan kaynakları ve öğretim uygulamaları açısından nitelikli bir eğitime erişim olarak görülebilir. Eşitlik ise, erişim ile ilişkilendirilerek, hem eğitimin girdileri hem de öğrenci kazanımları açısından ele alınmalıdır.

Türk gençliğine verilen eğitimin, toplumun ve ekonominin gereksinim duyduğu temel becerileri kazandırmaktan uzak kalmışlığı, kaynak yetersizliği ile açıklanamayacak boyuttadır. Yalnızca ilköğretim çağındaki yaklaşık 1.142.000 çocuğun eğitim hakkından yoksun kaldığı bilinen bir gerçektir. Ancak, okula kayıtlı ve devam eden milyonlarca çocuk için de, temel becerilerin kazandırılabildiği nitelikli bir eğitime erişim hakkının tam olarak sağlanabildiği söylenemez. OKS ve ÖSS gibi ulusal ölçekli değerlendirmelerden elde edilen sonuçlar, genellikle sıralama açısından değerlendirilmekte ve bu sonuçların gösterdiği bilgi ve beceri düzeylerinin bireysel ve toplumsal açıdan anlamları üzerinde yeterince durulmamaktadır. Aralık ayının başında PISA araştırmasının 2006 yılı sonuçları açıklandığında, yine ülkeler arasında Türkiye’nin kaçıncı olduğu üzerine daha çok odaklanıldığı görüldü. Artık hiç kimsenin PISA gibi araştırmaların “ulusal” olmadığını ve “bize” uymadığını, bu nedenle bizim çocuklarımızın sıralamada sonlarda kaldığını söylemesi olası gözükmemektedir. Çünkü “ulusal” olan OKS gibi sınavların sonuçları da PISA sonuçları ile örtüşmektedir.

Bütün değerlendirmeler ve bulgular, Türkiye genelinde öğrencilerimizin ancak %2 civarında bir kısmına “iyi bir eğitim” verebildiğimizi göstermektedir. Bunun bireysel olarak anlamı, bir birey olarak temel bilgi ve becerileri kazanma hakkından; iyi bir gelecek, iyi bir iş ve iyi bir gelir hakkından yoksun kalmak olarak değerlendirilebilir. Toplumsal açıdan ise, küreselleşmiş bir dünyada rekabet gücünü kaybetmek; politik ve ekonomik açıdan etkin bir aktör olmak yerine, küreselleşmenin bir nesnesi olmak gibi ciddi bir risk ortaya çıkmaktadır. Eğitimin mevcut durumunu gösteren veriler bir istatistik olmanın ötesinde, bireyin ve toplumun geleceği açısından değerlendirilmelidir. Nitelikli bir eğitim hakkından yoksun kalan her çocuk bir istatistik değil, bir insan, bir candır.

Ulusal düzeyde yapılan başarı değerlendirmeleri ile uluslararası düzeyde gerçekleştirilen PISA ve TIMMS gibi başarı değerlendirmelerinin sonuçları, Türk toplumu ve ekonomisi için alarm verici niteliktedir. Bu çalışmaların ortak sonucu; şu anki haliyle eğitim sisteminin ekonomik ve toplumsal kalkınmanın ön koşulu olan temel bilgi ve becerileri nüfusun ancak çok küçük bir kısmına kazandırılabildiği yönündedir. Eğitimin öğrencilere “ne kazandırdığı” yönündeki bulgular OECD üyesi ülkelerle karşılaştırıldığında, Türkiye sıralamanın sonlarında yer almaktadır. Bu göstergeler, eğitim sisteminin verimlilik açısından geldiği noktanın dramatik sonuçlar doğuracağı ve hemen harekete geçilmezse geç kalınacağı gerçeğini tüm açıklığıyla ortaya koymaktadır.

Dünya Bankası ve TUİK tarafından yapılan çalışmalarda, özel harcamalar da dikkate alındığında, Türkiye’de GSYİH’dan (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) eğitime ayrılan pay %7,2 olarak hesaplanmaktadır. Türkiye’de her yıl yaklaşık 10 milyar dolarlık bir kaynak, ortaöğretime ve yükseköğretime geçiş sınavlarına hazırlık kapsamında harcanırken, bireylerin eğitim haklarının tam olarak güvence altına alınmamış olması, kaynak kullanımı konusunda rasyonel olmayan bir yapı ile karşı karşıya olduğumuzu göstermektedir. Ayrıca, Türkiye’de ailelerin çocuklarının eğitimine verdiği önem ve bunun için çok büyük harcamalardan kaçınmadıkları bilinmektedir. Öyleyse temel sorun, eğitime ayrılan kaynakların yanlış yönlendirilmesi ve verimsiz kullanılmasıdır. Bu harcamanın, eğitimin geliştirilmesi ya da diğer ekonomik sektörlerde kullanılması halinde sağlayacağı katkılar göz ardı edilemeyecek büyüklüktedir.

Türkiye’de, eğitim hakkının güvence altına alınması, her çocuğun daha nitelikli bir eğitime daha eşitlikçi bir sistem içinde erişiminin sağlanması ve eğitim sisteminin ülkenin toplumsal ve ekonomik kalkınması için daha fazla artı değer yaratması ulusal bir program çerçevesinde ele alınmak zorundadır. Toplumun, bireylerin, ekonominin ve demokrasinin gereksinimlerine duyarlı ve bireylerin de eğitim haklarını güvence altına alan bir eğitim sistemi, kalkınmış bir toplum ve ülke ve aydınlık bir geleceğin ön koşulu olarak görülmektedir. Bu nedenle, Türk Eğitim Derneği, Ulu Önder Atatürk’ün liderliğinde kuruluşunun 80. yılında, “Türkiye’de Eğitim Hakkı” üzerine uluslararası bir eğitim forumu düzenleyerek, ulusal bir eğitim programının geliştirilmesine temel oluşturabilecek diyalog ortamının yaratılmasını ve bu forumla birlikte ulusal bir programın temelini oluşturacak bir belgenin hazırlanmasını hedeflemektedir.

Eğitim Alanında Bir Sivil Toplum Kuruluşu: Türk Eğitim Derneği
Türk Eğitim Derneği 80 yıl önce, başarılı fakat maddi olanakları yetersiz öğrencilere destek sağlama, yabancı dilde eğitim veren okullar açma ve Türk eğitim politikasının oluşturulmasına katkıda bulunma misyonu ile yola çıkmıştır. Türk Eğitim Derneği 80 yıldır üstlenmiş olduğu misyonun bilinci ile Türk eğitim standartlarını çağdaş seviyelere taşıyacak bilimsel platformlar oluşturmak, araştırma projeleri ve hazırladığı raporlar ile eğitim sisteminin sorunları ve çözümleri üzerine toplumu bilinçlendirmek, sorunları ve çözüm önerilerini ilgililerle paylaşmak amacıyla çalışmalarını sürdürmektedir.

Türk Eğitim Derneği, güçlü bir ülke için eğitimin şart olduğunun bilincinde olan bir sivil toplum kuruluşudur. Eğitime stratejik bir perspektiften bakarak sorunları bütünsel bir çerçevede değerlendiren Türk Eğitim Derneği, mevcut eğitim kurumlarının kalitesini yükseltmeyi, nitelikli yeni okullar açmayı, eğitim zincirini üniversiteyle birleştirmeyi ve tüm bunları gerçekleştirecek nitelikte bir dernek yapılanmasına gitmeyi hedeflemektedir. Türk Eğitim Derneği bugüne kadar sadece sorunları ortaya koymakla kalmayıp okul öncesi eğitimin sorunları ve Türkiye’yi bir çıkmaza sokmuş olan üniversiteye giriş sınavı sistemiyle ilgili getirdiği çözüm önerileriyle sivil toplum kuruluşu olma görevini yerine getirmiştir ve getirmeye devam edecektir.

“80. Yıl Uluslararası Eğitim Forumu” Ocak ayında Ankara’da
Türk Eğitim Derneği kuruluşunun 80. yılında, eğitim hakkının yaşam boyu öğrenme perspektifi içinde ele alınmasını, sorunların tartışılmasını, politikaların ve çözüm önerilerinin geliştirilmesini sağlayacak bir diyalog ve platform oluşturmak amacıyla yapacağı çalışmalar kapsamında, Türkiye’den ve uluslararası alandan seçkin bilim ve devlet adamlarının katılımı ile gerçekleştireceği “Eğitim Hakkı ve Gelecek Perspektifleri” konulu “80. Yıl Uluslararası Eğitim Forumu”nu düzenlemektedir. TED Ankara Koleji İncek Kampüsü’nde düzenlenecek olan Forum’da, eğitim hakkının sağlanmasında küresel gelişme ve değişmeleri de dikkate alan ve Türkiye’de eğitim hakkının geliştirilmesini sağlayacak bir ulusal programa temel oluşturacak bir bakış açısı oluşturulması ve belgelenmesi hedeflenmektedir. Forum’da eğitim hakkı; eğitimin ideolojik anlamı, küresel değişmeler ve eğitim, okulun değişen rol ve işlevleri, sürdürülebilir ekonomik kalkınma üzerinde eğitimin etkileri, giriş sınavları, erişim ve eşitlik, AB’ye giriş sürecinin bilgi ekonomisi açısından yeniden değerlendirilmesi ve eğitimde sivil toplumun rolü konuları çerçevesinde ele alınacaktır.

28-30 Ocak 2008 tarihleri arasında düzenlenecek olan Forum çerçevesinde yapılacak oturumların konu başlıkları:
• Eğitimin İdeolojik Olarak Anlamı,
• Küresel Değişmeler ve Eğitim,
• Okulun Değişen Rol ve İşlevi,
• Eğitimin Sürdürülebilir Ekonomik Kalkınma Üzerindeki Etkisi,
• Giriş Sınavları: Eleme mi, Eğitim Hakkının Engellenmesi mi?,
• Eğitim Hakkı: Erişim ve Eşitlik,
• Gelecek için Perspektifler: Yaşam Boyu Öğrenme ve Herkes İçin Eğitim
• Türkiye İçin Farklı Gelecek Senaryoları: AB Sürecinin Bilgi Ekonomisi Açısından Yeniden Yorumlanması
• Eğitimde Toplumsal Sorumluluk ve Sivil Toplum Örgütlerinin Rolü

Oturumlara katılacak konuşmacılar arasında;
– Prof. Dr. Kim Shin-İl, Güney Kore Cumhuriyeti Başbakan Yardımcısı ve Eğitim ve İnsan Kaynaklarını Geliştirme Bakanı
– William Hansen ,ABD Eğitim Bakanlığı Eski Müsteşarı
– Prof. Dr. Michael W. Apple, Wisconsin Üniversitesi
– Prof. Dr. Mark Ginsburg, Pittsburgh Üniversitesi
– Prof. Dr. Stephen Heyneman, Vanderbilt Peabody Koleji
– Prof. Dr. Howard Gardner, Harvard Üniversitesi
– Prof. Dr. Kamil Özerk, Oslo Üniversitesi
– Prof. Dr. Donald K. Adams, Pittsburgh Üniversitesi
– Dr. Robin Horn, Dünya Bankası, İnsani Kalkınma Ağı Eğitim Müdürü
– Prof. Dr. Chong Jae Lee, Güney Kore Eğitim Geliştirme Enstitüsü Eski Başkanı
– Rodolfo Meoño Soto, Birleşmiş Milletler Eğitim Hakkı Özel Raportörlüğü Ekibi
– Prof. Dr. Pavel Zgaga, Slovenya Milli Eğitim Eski Bakanı, Ljubljana Üniversitesi
– Dr. Vittorio Campione, Camporlecchio Eğitim, Yönetim Kurulu Başkanı
– Dr. Alexandru Crisan, Eğitim Reform Merkezi 2000+ Başkanı
– Prof Dr. Giuseppe Fiori, İtalya Eğitim Bakanlığı, Okul Personel ve Planlama Genel Müdürü
gibi yabancı uzmanlar ve Türkiye’den;
– Prof. Dr. Kenan GÜRSOY, Galatasaray Üniversitesi, Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı
– Prof. Dr. Ahmet İnam, Orta Doğu Teknik Üniversitesi,
– Prof. Dr. Üstün Ergüder, İstanbul Politikalar Merkezi Direktörü
– Dr. Bahadır Kaleağası, AB ve UNICE Nezdinde TÜSİAD Temsilcisi
– Dr. Cüneyt Ülsever, Hürriyet Gazetesi Köşe Yazarı
– Prof. Dr. İpek Gürkaynak, Gürkaynak Yurttaşlık Enstitüsü Eş-Başkanı
– Prof. Dr. Ali Doğramacı, Bilkent Üniversitesi Rektörü
– Prof. Dr. Muhittin Şimşek, YÖK Denetleme Kurulu Üyesi
– Prof. Dr. İrfan Erdoğan, Talim ve Terbiye Kurulu Başkanı
– Faruk Köprülü, ÖZDEBİR Yönetim Kurulu Başkanı
– Prof. Dr. Tosun Terzioğlu, Sabancı Üniversitesi Rektörü
– Prof. Dr. Tunçalp Özgen, Hacettepe Üniversitesi
– Abbas Güçlü, Milliyet Gazetesi Eğitim Editörü ve Köşe Yazarı,
– Oturum Başkanı: Prof. Dr. Aybar Ertepınar
– Prof. Dr. Sabahattin Balcı, Ankara Üniversitesi, Çankırı Meslek Yüksekokulu Müdürü
– Alev Alatlı, Yazar
– Volkan Vural, Emekli Büyükelçi
– Zeynep Göğüş, Gazeteci – Yazar
– Turgut Bozkurt, Türk Eğitim Vakfı Genel Müdürü
gibi seçkin konuşmacılar yer almaktadır.

Eğitim hakkının bir yaşam ve gelecek hakkı olduğunu ifade eden Türk Eğitim Derneği Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, genel anlamda, eğitimdeki fırsat eşitsizliğinin ortadan kaldırılması ve sorunların üstesinden gelinmesi için yapılması gereken çalışmalara bir sivil toplum örgütü olarak dikkat çekmenin görevleri arasında olduğunu, özel anlamda ise, bu Forum’la ulusal bir programın temelini oluşturacak bir belgenin hazırlanacağını belirtmektedir.

Tam Eğitim Bursu

Türk Eğitim Derneği tarafından 2008-2009 öğretim yılında TED Okulları’na “Tam Eğitim Bursu” kapsamında öğrenci alınıyor. Burs verilecek öğrencilerin belirlenmesi amacıyla 13 Nisan 2008 tarihinde burs sınavı yapılacak.
Başvuruların 21 Ocak-10 Mart 2008 tarihleri arasında yapılacağı “Tam Eğitim Bursu” sınavına girmek isteyen adaylar, www.turkegitimdernegi.org.tr sayfasından sınav kriterleri hakkında bilgi alabilir, online başvuru yapabilir ya da 0312 418 06 14 / 138 – 150 numaralı telefonları arayabilir.

“Tam Eğitim Bursu” nedir?
Türk Eğitim Derneği, 2003-2004 öğrenim yılında gerçekleştirdiği yeni burs düzenlemesiyle, başarılı ancak ekonomik yetersizlikler nedeniyle öğreniminde sorun yaşayan öğrencilerin “Tam Eğitim Bursu” (TEB) kapsamında okutulması uygulamasına başladı.
“Tam Eğitim Bursu”, burs desteği verilen öğrencilerin servis, yemek, giyim, kitap-kırtasiye harcamalarını ve harçlıklarını üniversite lisans eğitiminin sonuna kadar karşılıyor. “Tam Eğitim Bursu” alan öğrenciler, öğrenimlerinin üniversiteye kadar olan kısmını TED Okulları’nda sürdürüyor.
Tam Eğitim Bursu adaylarının belirlenmesi
• Öğretim dönemi için Genel Merkez tarafından belirlenen illerin Valilikleri kanalıyla, İl Milli Eğitim Müdürlüklerine seçim kriterlerinin yazılı olarak iletilmesi, anılan illerde bulunan başarılı ancak maddi imkanları yetersiz olan ve belirlenen kriterlere uyan öğrencilerin Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’ne bildirilmesi yolu ile
• Kurumsal işbirliği çerçevesinde ve belirlenen ana kriterlere uygunluk esas olmak üzere üzerinde uzlaşılan diğer koşullara göre
• Türk Eğitim Derneği Adana Bekir Sapmaz yurdu yerleştirme koşulları ile paralel olarak Adana ili özelinde
• Kriterlere göre ön eleme sonrasında seçilen öğrenciler duyurusu yapılan tarih ve merkezlerde TEB yazılı sınavına alınır. Sınavda başarı gösterenler alan uzmanlarından oluşturulan komitece mülakata alınır. Mülakat sonucu seçilen öğrenciler belirlenen TED Okulları’nda öğrenimlerine devam ederler.
Tam Eğitim Bursu ana kriterleri
• T.C. vatandaşı olması
• Öğrencinin şu anda devam etmekte olduğu sınıftaki karne not ortalamasının 5,00 olması
• Gelir durumu itibariyle maddi desteğe kesinlikle ihtiyaç duyması
• Başka kurum veya kuruluşlardan burs, ücret, kredi vb. yardım almıyor olması
• Babanın harp malulü veya şehit olması, ebeveynlerden birinin kaybı, doğal afetler, savaş ve olağanüstü haller nedeniyle korunmaya muhtaç duruma düşmüş olan öğrencilere öncelik verilebilecektir.

Duyurular
TEB sınav tarihi, o yılki katılım koşulları ve kriterleri 1.dönem sonunda Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi tarafından belirlenen illerdeki İl Milli Eğitim Müdürlükleri tarafından ve Türk Eğitim Derneği web sayfasından duyurulur.
Duyurularda istenen belgelerin tam ve eksiksiz olması esastır. Geç ve eksik belge ile yapılan başvurular kabul edilmez.
Ana kriterler sağlanmak koşulu ile kurumsal işbirliği kapsamında yapılacak seçimlere ilişkin duyurular anılan kurumlara Genel Merkez tarafından bildirilir.
Başvuruların alınması
TEB için yapılan tüm başvurular ilan edilen son başvuru tarihi esas alınarak kabul edilir. Bu süre içerisinde başvuran öğrencilerin, istenen belgelerinin eksiksiz olarak Türk Eğitim Derneği’ne ulaştırılması gereklidir. Aksi takdirde başvurular kabul edilmez.

Başvuru sırasında istenen belgeler
• Türk Eğitim Derneği Burs Başvuru Formu
• Öğrencinin çalışıyor ise anne ve babasının maaş bordrosu veya öğrenciye bakmakla yükümlü olan kişi ve/veya kişilerin onaylı maaş bordrosu veya geçim durumunu gösterir onaylı belge
• Sağlık raporu
• Nüfus cüzdanı örneği
• 1. dönem karne fotokopisi
• 2 adet vesikalık fotoğraf

Başvurular Türk Eğitim Derneği tarafından açıklanan tarihteki mesai saati başlangıcı ile son tarihteki mesai saati bitimi arasında öğrencinin velisi veya yasal vasisi tarafından yapılır.
Başvuruların değerlendirilmesi
TEB için yapılan başvuruların değerlendirilmesi başvuru tarihinin sona ermesinden itibaren başlar ve değerlendirilmesi Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nin ilgili yetkililerince yapılır. Bu değerlendirme sonucunda sınava girebilecek öğrenciler yazılı olarak sınava davet edilir.

İnceleme
TEB kapsamına alınan adaylar hakkında, bulundukları bölgelerde Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi’nin görevlendirdiği komisyonlarca ve şekli ile içeriği Türk Eğitim Derneği tarafından belirlenen bir soruşturma yapılır. Eksik ve yanlış beyanda bulunanlar hakkında Türk Eğitim Derneği yasal haklarını saklı tutmaktadır.

Yazılı Sınav
TED Okulları’na alınacak öğrencilerin ilk seçimi TEB yazılı sınavı ile yapılır. Belirlenen adaylar Nisan ayı içinde Türk Eğitim Derneği tarafından belirlenen sınav merkezlerinde sınava katılırlar. Sınav merkezi olan TED Okulları gerekli ön hazırlıkların yapılabilmesi için duyuru süresi içerisinde bilgilendirilir.
Sınav merkezine farklı illerden gelecek öğrenciler ile bir velisinin yol ve konaklama masrafları Türk Eğitim Derneği tarafından karşılanır.
Mülakat
Sınavı takiben ilan edilen zaman ve mekanda başarılı öğrencilere alan uzmanları tarafından standart psikolojik testlerin de uygulandığı bir mülakat yapılır. Mülakat farklı bir tarihte yapılabileceği gibi, sınav günü ve aynı sınav merkezinde de yapılabilir. Mülakat komisyonu Türk Eğitim Derneği tarafından belirlenir.
Mülakatta da başarı gösteren öğrenciler, ilan edilen derecelerine ve okul kontenjanlarının durumuna göre yerleştirilirler.
Sonuçların Açıklanması ve Öğrencilerin Yerleştirilmesi
Sınav sonuçları Temmuz ayı içerisinde açıklanır. Sınav sonuçları Türk Eğitim Derneği’nin internet sitesinde yayınlanır. Seçilen öğrenciler, sınav sonuçlarının açıklanmasını takiben Türk Eğitim Derneği tarafından belirlenen kayıt süresinde kontenjanlar dahilinde TED Okulları’na ve Adana Bekir Sapmaz Yurdu’na kayıt için başvururlar. Asıl kayıtlar yapıldıktan sonra açık kontenjan kalması durumunda kayıtların sona ermesini takiben on beş gün içerisinde açık kontenjanlar Türk Eğitim Derneği’nin internet sitesinde yayınlanır ve açık kontenjanlara başarı sıralaması temel alınarak yedek listeden yerleştirme yapılır.

Uygulamalar
İzleme Komisyonu
İzleme Komisyonu, Tam Eğitim Bursu Destekleme Kurulu üyeleri ile Genel Merkezce görevlendirilen uzmanlardan oluşur. Komisyonun işlevleri:
• Burslu öğrencilere yönelik sosyal proje ve rehabilitasyon programlarını yapmak ve sosyokültürel programları yürütmek
• Akademik başarıları yüksek öğrencileri tespit etmek, bu öğrencilerin kendileri ve velilerini Türk Eğitim Derneği Burs Sistemi hakkında bilgilendirmek
• Mevcut burslu öğrencilerin veli ziyaretlerini programlamak, gerçekleştirmek ve aile rehabilitasyon uygulamalarını sürdürmek
• Bu faaliyetlerini raporlamak

Her öğrenim yılı sonunda okul sorumluları, danışman öğretmenler, sınıf öğretmenleri ve komiteyi temsilen bir kişi bir araya gelerek gelecek eğitim-öğretim yılının programlamasını yapar, öğrencileri ve velileri yönlendirir ve bu toplantılarda alınan kararları bir tutanakla beraber Genel Merkez’e raporlar.
Genel Merkez tarafından oluşturulan komitenin ulaşamadığı illerde o ildeki okul tarafından oluşturulan komiteler bölgede ikamet eden velileri ziyaret eder ve veli ziyaretlerinin bitiminde oluşturdukları ziyaret raporlarını uygulama sonunda Genel Merkez’e gönderir.
Oryantasyon
Yatılı olarak Tam Eğitim Bursu almaya hak kazanan öğrenciler okulların açılmasından bir hafta önce kayıt oldukları TED Okulları’na ya da Adana Bekir Sapmaz Yurdu’na yerleşirler. Yerleştirilen bu öğrencilere bir hafta boyunca sosyal adaptasyonlarını sağlama amaçlı oryantasyon programı düzenlenir. Oryantasyon programının içeriği, yatılı öğrencilerin ihtiyaçları doğrultusunda Genel Merkez Psikolojik Danışma ve Rehberlik Sistemi Merkezi (PDR-SİS) ve öğrencilerin yerleştirildiği okulun sorumlu uzmanları tarafından ortak biçimde hazırlanır. İzleme Komisyonu Oryantasyon programı başında veli programları ve görüşmeleri düzenleyebilir.

Burslu Öğrencilerin İzlenmesi
TED Okulları’nda okuyacak olan yatılı ve gündüzlü burslu öğrenciler ile Adana Bekir Sapmaz Yurdu’na alınacak öğrenciler, okulların uygulamakta olduğu genel rehberlik programına tabidir. Bu programa ek olarak, dönem içerisinde burslu öğrencilere yönelik önerilen ve gereksinim duyulan Rehberlik ve Danışmanlık hizmetleri de PDR-SİS Merkezi tarafından hazırlanan Tam Eğitim Burslu Öğrenci İzleme Yıllık Çalışma Planı doğrultusunda okullarla koordineli olarak gerçekleştirilir.
Psikolojik danışman ve/veya psikologların istihdam edilemediği TED Okulları’nda bu görevi yürütecek öğretmenler ve/veya o ilde ve tercihen üniversite bazlı işbirliği yapılan bağımsız alan uzmanları (psikolog, PDR uzmanı) seçilerek uygulamalar gerçekleştirilir. Belirlenen öğretmenler Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi PDR-SİS Merkezi bünyesinde konu ile ilgili yetkilendirilir.
Rehberlik servisleri tarafından yürütülen çalışmalar periyodik olarak (dönem başı ve dönem sonu) Genel Merkez PDR-SİS Merkezi’ne raporlanır.
Bursun Devamlılığı
Aşağıda yer alan koşullardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde öğrenci burs hakkını kaybeder.
a. Öğrencinin herhangi bir şekilde, bir başka kurum, kuruluş, okul, dernek, vakıf, kişi vb.’den burs alması
b. Öğrencinin sınıf tekrarı yapması
c. Öğrencinin yıl sonu akademik başarı ortalamasının 4.00’ın altında olması
d. Öğrencinin her dönem için karnesinde herhangi bir dersten 3’ün altında not bulunması
e. Öğrencinin Disiplin Yönetmeliği’nde yer alan ve okuldan kısa süreli uzaklaştırma, okuldan tasdikname ile uzaklaştırma ve örgün eğitim dışına çıkarma, okuldan ilişik kesme cezaları alması
f. Öğrencinin mazeretsiz olarak ve bilgi vermeden 10 (on) gün ve üstü süreyi kapsayacak şekilde okuldan ayrılması veya okulu terk etmesi
g. Öğrencinin herhangi bir suç dolayısıyla mahkum olması

Aşağıda yer alan koşullardan herhangi birinin gerçekleşmesi halinde ise; öğrenciye Tam Eğitim Bursu kapsamında yapılan tüm harcamalar, işlenmiş yasal faizi ve %50 fazlası ile birlikte öğrenci ile veli veya velilerinden veya vasisinden talep edilir.
a. Öğrencinin burs almaktan ya da kendine gösterilen TED Okulu’nda okumaktan vazgeçmesi
b. Öğrencinin devam ettiği bölümü ve/veya sınıfı bitirmesi ve mücbir sebep olmaksızın bir bölüm ve/veya üst sınıfta öğrenimine devam etmemesi
c. Aile gelirinde, Türk Eğitim Derneği Genel Merkezi tarafından belirlenmiş kriterin üzerinde değişikliğin olması ve bu durumun bildirilmemesi halinde, değişikliğin vuku bulduğu tarihten sonra yapılan ödemeler