27 Mart 2011’de Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı’nda (YGS) bir takım aksaklıkların yaşandığı pek çok basın organına yansıdı. Sınav öncesi ve sırasında pek çok önlem alındı ki, geçen sene yaşanan kopya olayları tekrarlanmasın. Her adaya ait soru kitapçığı ve cevap kağıdı, kamerayla kayıt, kalem ve silgilerin bile ÖSYM tarafından dağıtılması, sınav görevlilerinin bile aranması, adayların tuvalet ihtiyacı için dışarı çıkarılmaması bu önlemlerin en göze çarpanları oldu. Bu tür önlemler tabiî ki caydırıcıdır. Adeta bir 11 Eylül paranoyasına dönüşmeye başlaması ise oldukça düşündürücüdür.
Selçuk Pehlivanoğlu
Kopya olayları oldu, başkan değişti, isim değişikliği gündeme geldi (ÖSYMB), birçok önlem alındı, yakında her öğrencinin başına bir de silahlı asker dikilebilir belki…
Ancak OSYM’nin kendi içerisindeki çatlaklara nasıl önlem alınacak? O çatlaklardan sızanların içinde daha kaç genç arkadaşımız boğulacak? Mod medyanla çözebilir miyiz bu sorunu da?
Türkiye’nin en güvenilir kurumuna bile leke bulaştı. bu leke nasıl temizlenir? öğrenciler geleceklerinden kuşku duyarlarken ve SEHVEN yapılan haksızlığa karşı seslerini duyurmak isterken provokatörlükle suçlanıyorlar, okullarına hapsediliyorlar, fotoğrafları çekilip fişleniyorlar. gerçekten İLERİ DEMOKRASİ var bu ülkede. ayrıca zamanında üniversite başörtüsü yasağı protestosuna katılan bir çok kapalı kız öğrencinin o zamanlar provokatif ilan edilmeyip, YGS protestosuna katıldıklarında provokatif olarak ilan edilmeleri de düşündürücüdür. ama herşeyden önce başımızdakinin “biz de o protesto edenlerin karşısına 5-10 bin kişi koyabiliriz.” demesi herşeyi özetlemektedir.