Etiket arşivi: Eğitim

TED Üniversitesi Açılış Konuşmam

Sayın Cumhurbaşkanım, Sayın Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanım, Sayın Milli Eğitim Bakanım, Sayın YÖK Başkanım, Saygıdeğer Protokol, Sevgili Konuklar, Sevgili Öğrenci Kardeşlerim,

83 yıl önce Büyük Önder Atatürk’ün kurduğu, eğitime hizmet vermek için kurduğu ilk Türkiye’deki sivil toplum örgütü olan, Genel Başkanı olmaktan gurur duyduğum onur duyduğum Türk Eğitim Derneği’nin yeni bir halkası olan TED Üniversitesi’nin açılışına geldiğiniz için teşekkür ediyorum.

Üniversite bir öğretim kurumu olmanın çok ötesinde, bir medeniyet projesidir. Medeniyet yolculuğuna çıkmış bir milletin çocukları olarak üniversiteyi geleceği inşa etmenin temel araçlarından biri olarak görüyoruz. Her yüksek medeniyetin bir üniversiteyle anılması boşuna değildir.

TED Üniversitesi olarak vakıf medeniyetinin tarif ettiği anlamda gerçek bir vakıf üniversitesi olmak azmindeyiz. Bu amaçla, asla kar amacı gütmeden, güncel rekabet kavramına sıkışmadan, bilginin evrenselliğini unutmadan heyecanlı bir yolculuğa başladık.

Sayın Cumhurbaşkanım,

Bu yolculuğumuzda başından beri bize verdiğiniz destek için şükranlarımı arz ediyorum. Tabii ki kanunlaşma sürecimizde bize destek vermiş olan Adalet ve Kalkınma Partisine, bugün aramızda olarak bizi gerçekten onurlandıran Sayın Devlet Bahçeli Başkanlığındaki Milliyetçi Hareket Partisine ve Cumhuriyet Halk Partisinin de büyük desteklerine çok teşekkür ediyorum. O zaman Milli Eğitim Komisyonu Başkanımız olan Mehmet Sağlam’a da şükranlarımı arz etmeyi bir borç biliyorum.

Şüphesiz ki Sayın Mili Eğitim Bakanımızın, her zaman fikrimizi soran Mili Eğitim Bakanımızın Başkanlığındaki milli eğitim camiamızın bize verdiği destek bizim için şükrana değerdir. Yüksek Öğretim Kurumu da tarihinde bir ilki gerçekleştirerek bize güvenerek öğretmen yetiştirmede ilk defa farklı bir programı onaylamıştır. Bizim için ciddi bir fırsat, Türkiye’nin geleceği için yeni bir açılımdır.

Sayın Cumhurbaşkanım, Saygıdeğer Konuklar,

Bugünlerde üniversite sisteminin tıkandığı ve bu tıkanıklığın bir yasayla çözülebileceğinin düşünüldüğü bir dönemi yaşıyoruz. Üniversite, arkasında bir felsefe olmadan, milli bir gelecek tasavvuruna dayanmadan, moda kavramlara yaslanarak bir yasayla halledilemeyecek kadar kapsamlı bir zihniyet meselesidir.

Üniversite insanlığa katkının, insanımıza hizmetin yüce bir vasıtasıdır. Bürokratik yasa maddeleri üzerinden değil, anlam dünyamız açısından bir değerlendirme yapmak mecburiyetimiz var. Bu ülkenin entelektüel birikimi inanının bize bunun için yeterlidir. Yeter ki birçok kere yaptığımız gibi büyük gemileri sığ limanlara sokmaya çalışmayalım. Sağlam bir ahlak anlayışı, hukukun üstünlüğü ve zekâya saygı her sorunun üstesinden gelmeye yetecektir.

McKinsey raporunda, eğitimde sıçrama yapan ülkelerin ortak özelliğinin ne harcanan bütçe, ne doğal kaynaklar ne de yasal düzenlemeler olmadığı açıklanmaktadır. Bu ülkelerin ortak özelliği, eğitime gerçek manada liderlik yapan bir yol göstericiye sahip olmalarıdır. Sıçrama yapan ülkelerin ikincil bir özelliği ise, üniversite, lisansüstü, temel eğitim, okulöncesi kurumlara ağırlık vermeleridir. Milli servet olan zekânın etkili bir biçimde değerlendirilmesi için eğitime bu düzeylerde daha fazla yatırım yapma mecburiyetimiz vardır. Çünkü biliyoruz ki eğitim pahalıdır ama cehalet çok daha pahalıdır. Ülkemizi yarınlara taşıyacak olan gençlerimize pozitif ayrımcılık yapmak suretiyle bu konuda üzerimize düşeni gerçekleştirmeye çalışıyoruz. Ancak bu gayretimizin ulusal bir seferberliğe dönüşmesi kaçınılmazdır.

Dünyanın ilk 17 ekonomisi içinde bulunan ülkemiz maalesef insani gelişmişlik endeksinde 90. sıralarda yer almaktadır. Bu sıralamada üst sıralara çıkmanın temel koşullarından biri de nitelikli üniversitelere sahip olmaktır. Bu amaçla artık araştırma sayısından ziyade bu araştırmaların yarattığı katma değere bakmak mecburiyetindeyiz. Yapılan araştırmaların sayısından ziyade, bilimsel düşüncenin hâkimiyeti, epistemolojik bir camianın varlığıyla mümkün olacaktır. Bu nedenle nitelik ve nicelik kavramlarını yeniden yorumlayıp yeni bir yükseköğrenim idrakine kavuşmak mecburiyetindeyiz.

Sayın Cumhurbaşkanım;
– Hayalleri olanlar anıları olanların her zaman önündedir. Biz TED‘liler hep hayal ederiz. Bizden önceki kuşaklar dünyanın en kapsamlı kampusunu kurmayı etmişlerdi. Ben ve arkadaşlarım onun kurdelesini kesme onuruna sahip olduk. Bizden önceki kuşaklar TED Üniversitesine sahip olmayı hayal ediyorlardı, zatıâlinizin katılımıyla artık bu hayali de gerçekleştiriyoruz. Artık TED’lilerin yeni bir hayali var bizim yeni hayalimiz “Daha Güçlü bir TÜRKİYE”’dir.

– Parası olan kadar olmayanın da eşit eğitim hakkına sahip olduğu bir Türkiye hayal ediyoruz.

– Ülke nüfusunun on yıl sonra bir yığına değil, nitelikli bir kitleye dönüştüğü bir Türkiye hayal ediyoruz.

– Velilerin çocuklarının üniversiteye girebilmesi için eğitim dışı kurumlara birileri zengin olsun diye kollarındaki bilezikleri satıp vermek mecburiyetinde olmadıkları bir Türkiye hayal ediyoruz.

– Bugünkü genç nüfusumuzun daha güçlü Türkiye’yi yarattığı, ay yıldızlı bayrağımızın daha güçlü dalgalandığı, ülkesi için hiç düşünmeden canını vermiş atalarımıza daha fazla layık olduğumuz bir Türkiye hayal ediyoruz.

– Biliyoruz ki bu hayaller tüm milletimizin hayalleridir.
İnanıyoruz ki parlamentodaki tüm siyasi partilerimiz nesil kurtarmayı her zaman seçim kurtarmanın önünde tutarlar.

– Biz, TED’liler hepimiz mezunlarıyla, çalışanlarıyla, öğretmenleriyle, öğrencileriyle, bize inananlarla yani yüz binler olarak petrol ürünüyle değil gönül yağıyla yanan meşalelerimizle bu ülkenin geleceğine ışık tutmaya devam edeceğiz.