Bir kampanya üzerine…

Türk Eğitim Derneği olarak 20 Nisan’da açıkladığımız Ulusal Eğitim Programı’na ilişkin gerek eğitim çevrelerinden gerekse kamuoyunun farklı kesimlerinden gördüğümüz olumlu tepkilerden oldukça memnunuz. Türkiye’nin seçim atmosferinin ortasında, siyasi tartışmaların gündemden düşmediği bugünlerde, bir sivil toplum kuruluşu olmanın sorumluluğuyla yerine getirdiğimiz bu görevin, çok sayıda kişi tarafından fark edilir olması ve destek bulması bizleri daha da yüreklendirdi.

Türkiye’de bir ilk olan Ulusal Eğitim Programına ilişkin kampanyamızı çeşitli mecralarda tüm hızıyla sürdürüyoruz. Change org’da da devam eden imza kampanyamıza ilgi oldukça büyük. Katıldığımız her etkinlikte, programda eğitim sisteminin neden böyle bir ulusal programa ihtiyacı olduğunu anlatıyoruz, anlatmaya da devam edeceğiz.

İki yıl boyunca büyük bir emek verilerek ortaya çıkan bu yol haritasının sadece tanıtımı ile görevimizi tamamlayacağımızı düşünmüyoruz. Kampanyamız boyunca da dile getirdiğimiz beklenti, siyasetimizin bu konuda gereğini yapacak bir irade sergilemesi. Tarafsız ve tamamen bilimsel ölçütlerle hazırlanan Ulusal Eğitim Programı için, 7 Haziran genel seçimleri sonrasında da önemli bir çalışma yürüteceğiz. Yeni oluşacak Meclis’in öncelikli işinin çocuklarımızın geleceği olması için çaba harcayacağız. Ulusal Eğitim Programı’na ilişkin siyasi parti temsilcileriyle görüşmeler yaparak ortaya koyduğumuz sistem dönüşümünün ayrıntılarını paylaşacağız. Yola çıkarken “eğitim bir parti değil ülke ödevidir” diyerek çıkmıştık. Siyasi partilerimizin de aynı düşünceyle bu ortak paydada buluşmasını istiyoruz. TED’in ortaya koyduğu programın sadece bir yol haritası olduğu gerçeğinden hareketle, biz Ulusal Eğitim Programının hiçbir değişiklik yapılmadan aynen kabul edilmesini beklemiyoruz. Amacımız eğitimde bütünsel bir dönüşümün yapılabilir olduğunu ve istenirse bunun 6 yıl gibi kısa sürede gerçekleştirilebileceğini göstermek.

Umarız, neslimizin geleceği için bu çaba ve emek, demokrasinin en önemli unsuru olan siyasi partilerimiz nezdinde de karşılık bulur ve bizler yarınlara ilişkin umudumuzu koruyabiliriz.